بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَىٰهَا ٤٢

Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar.

– Diyanet İşleri

فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَىٰهَآ ٤٣

Onu bilip söylemek nerede, sen nerede?

– Diyanet İşleri

إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ ٤٤

Onun nihai bilgisi yalnız Rabbine âittir.

– Diyanet İşleri

إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَىٰهَا ٤٥

Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın.

– Diyanet İşleri

كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَىٰهَا ٤٦

Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu